Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

(söz) anlatmak

  • 1 втолковывать

    söz anlatmak
    * * *
    несов.; сов. - втолкова́ть, разг.

    Русско-турецкий словарь > втолковывать

  • 2 слово

    söz
    * * *
    с, врз
    söz; kelime, sözcük

    иностра́нное сло́во — yabancı kelime / sözcük

    слова́ национа́льного ги́мна — milli marşın sözleri

    э́то моё после́днее сло́во — son sözüm budur

    после́днее сло́во за прокуро́ром — son söz savcınındır

    всё э́то одни́ слова́! — hepsi laf!

    он челове́к сло́ва — sözünün eridir

    мне на́до сказа́ть тебе́ па́ру слов / два сло́ва — sana iki çift lafım / sözüm var

    не успе́ли мы обменя́ться па́рой слов, как... — daha ancak bir iki cümle konuşmuştuk ki,...

    ему́ двух слов сказа́ть нельзя́ — ona iki lakırdı söyleyemezsin

    ни сло́ва не говоря́ — tek kelime / hiçbir şey söylemeden

    на э́то он не сказа́л ни сло́ва — bu söz üzerine hiç sesini çıkarmadı

    взять сло́во (на собрании)söz almak

    взять сло́во с кого-л.birinden söz almak

    прошу́ сло́ва — söz istiyorum

    в широ́ком смы́сле сло́ва — geniş anlamıyla

    он никому́ не дава́л сло́ва сказа́ть / мо́лвить / вста́вить — kimseye ağız açtırmıyordu

    ••

    сло́во в сло́во — kelimesi kelimesine

    сло́во за́ сло́во — laf lafı açar (ya)

    на слова́х (устно)sözle

    то́лько на слова́х — sadece lafta

    не на слова́х, а на де́ле — lafta değil fiiliyatta

    рассказа́ть что-л. в не́скольких слова́х — bir iki kelimeyle anlatmak

    ни сло́вом сказа́ть, ни перо́м описа́ть — фольк. yazı ile sözle anlatılamaz

    сло́во серебро́, молча́ние - зо́лото — погов. söz gümüşse sükut altındır

    стра́нный челове́к! - Стра́нный не то сло́во! — acayip adam! - Acayip de laf mı / söz mü?

    оста́ться на слова́х — sözde / lafta kalmak

    по его́ слова́м — вводн. сл. onun sözlerine / ifadesine göre

    к сло́ву сказа́ть — вводн. сл. sözü açılmışken

    одни́м сло́вом — вводн. сл. tek kelime ile, kısacası, halısı, velhasıl

    че́стное сло́во — şeref / namus sözü

    че́стное сло́во! — namusum hakkı için!

    даю́ че́стное сло́во — namusum üzerine söz veriyorum

    ве́рить на́ слово — söze inanmak

    Русско-турецкий словарь > слово

  • 3 толковать

    yorumlamak; söz etmek; açıklamak
    * * *
    1) yorumlamak; yormak

    толкова́ть зако́ны — yasa yorumlamak

    толкова́ть сны — rüya yormak / tabir etmek

    2) разг. (говорить о чём-л.) söz etmek
    3) разг. ( беседовать) konuşmak
    4) разг. ( растолковывать) anlatmak; açıklamak

    Русско-турецкий словарь > толковать

См. также в других словарях:

  • cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür — ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cahil — sf., Ar. cāhil 1) Öğrenim görmemiş, okumamış Bu maskara sosyete bana cahil diye bakar. H. E. Adıvar 2) Bilgisiz 3) Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan Bu doktorun karşısında cahil, aptal oluyorum. M. Ş. Esendal 4) hlk. Deneysiz, genç, toy… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ki — bağ., Far. ki 1) Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz Uzun değneklerine dayanmış çobanlar iddia ederler ki memba sularının her biri bir ayrı derde devadır. R. H. Karay 2) Özneyi, tümleci güçlendirerek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konuşmak — nsz 1) Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak Çocuk daha konuşamıyor. 2) i, den Belli bir konudan söz etmek Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. H. E. Adıvar 3) nsz, le Bir konuda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yazmak — 1. yar, ar Kök veya gövdeleri sonuna a ( e) eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur Düşeyazmak, öleyazmak. 2. i, ar 1) Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • helalühoş — sf., Ar. ḥalāl + Far. ḫoş Yapılmış bir iyilikten, yardımdan söz edilirken buna pişman olunmadığını anlatmak için söylenen helalühoş olsun sözünde geçen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akşamdan kavur, sabaha savur — 1) kazandığını günü gününe harcayan tutumsuz kimselerin durumunu anlatmak için kullanılan bir söz 2) söylediği sözü tutmayan kişiler için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beylik fırın has çıkarır — şaka devlet görevlisi olmanın insana birçok kazanç sağladığını anlatmak için söylenen bir söz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değme keyfine — (bir iş ki) söz konusu işten çok hoşlanıldığını anlatmak için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deveden büyük fil var — herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili birinin bulunabileceğini anlatmak için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»